
Akademik Başarı İçin Yalnızca Test Mi?
Sevgili okurlar, değerli anne baba ve eğitimciler. İçinde bulunduğumuz koşullar düşünüldüğünde çocukların nitelikli bir eğitim alabilmesi, rekabet edebilecek yeterlilikte olabilmesi adına imkanların seferber edildiğinin bilincindeyim. Yetişkinler; etütler, özel dersler, kurslar ve çeşitli programlarla öğrencilerin akranları arasından sıyrılabilmesi ve hedefe ulaşabilmesi adına yoğun bir çaba sarf ediyor ve bu çabanın tek bir hedefi var amasız fakatsız başarı.
Çocuğun bir yarış atı gibi koşması bir kenara dursun, akademik başarı için sadece yoğun bir akademik çalışma mı gerekiyor? Belki de bu soruyu düşünecek vakit bile olmadı öyle değil mi? Cevap tabiki tek başına yoğun akademik programın yeterli olmayacağı yönünde. Her çocuğun öğrenme şekliyle, mizaç ve karakteriyle farklı olduğunu, özel olduğunu söylüyoruz ama aynı performansı aynı zaman diliminde tüm çocuklardan bekliyoruz. Hatta o kadar acelemiz var ki istemediğimiz bir şey ile karşılaştığımızda bir an evvel netice almak adına çocuğun diline, hislerine duygu ve düşüncelerine yabancılaşıyoruz. Bu durumda işler daha kötü bir hal alıyor ve çıkmaz bir sokağa giriyoruz.
SDÖ, yani sosyal ve duygusal öğrenme becerilerinden bahsedeceğim. Sosyal duygusal becerilerin, bir ilkokul öğretmeni olarak küçük yaştan itibaren üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir kavram olduğu kanaatindeyim. İlkokul öğrencilerinin birçoğu aile ve okulda kazandığı tutum, davranış ve alışkanlıkları ilerleyen kademelerde de devam ettirme eğilimindedir. Yani öz disiplin, dayanıklılık, motivasyon ve öz düzenleme becerileri, duygularını tanıma ve yönetme. Bu becerilerin temel düzeyde kazanımı, öğrencinin ilerleyen kademelerde akademik hedeflerine ulaşmasında anahtar roldedir.
Nitekim 300 ortaokul öğrencisiyle 12 hafta süreli yapılan bir araştırma da bu düşünceyi destekler nitelikte. Eğitimci Kayhan Karlı’nın yazısında belirtildiği üzere, ‘’Araştırma deney ve kontrol grubuna uygulandı ve SDÖ becerilerini destekleyen deney grubu öğrencilerin 12 hafta sonra sınav başarılarında %15 oranında artış görüldü. Ayrıca, öz düzenleme ve motivasyon becerileri belirgin şekilde gelişti. Çoğu öğrenci, sınavlara hazırlanırken daha az stres yaşadığını ve daha etkili çalışma stratejileri kullandığını belirtti.’’
Bir sınıf öğretmenin elindeki her bir öğrencinin farklı özelliklere sahip olduğu düşünülürse SDÖ becerilerini destekleyici müfredat ve programlarla her öğrencinin akademik başarısı farklı oranlarda artış gösterebilir. Ayrıca bir becerinin erken yaşta kazanımı ilerleyen kademelerde daha yüksek sonuçlara da gebe olabilir. Örneğin, SDÖ becerileri ile yoğrulmuş bir müfredatla 4 yıl eğitim gören bir ilkokul grubunun akademik becerileri, ortaokul kademesinde ciddi ivme yakalayabilir. Ağacı yaş iken eğmek gerekir.
Karar vericilerin, eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerin yapabilecekleri, öğrencilerin okul ortamında bu becerileri daha sık kullanabileceği ve geliştirebileceği imkan ve olanaklar oluşturmaktır. Anne ve babalara gelecek olursak, test kitaplarının kapağını açmadan önce, çocukların duygu ve düşünce dünyalarının kapılarını aralamak daha akıllıca olmaz mı?..
Kaynak:
https://onedio.com/haber/akademik-basari-ve-sosyal-duygusal-beceriler-yeni-bir-perspektif-1278530