
Senaryoya Dayalı Ders Anlatımı
Senaryoya dayalı anlatım… Mutlaka bir kez duymuşsunuzdur. Bu yazıda bu kavramı ele alırken aynı zamanda niçin duyduğunuzu da nedenleriyle birlikte açıklamaya çalışacağım. 21. yüzyıl, tabuları yıkan geleneksel öğretim metotlarını devre dışı bırakan böylelikle bu metotların işlevselliğini yok eden bir yüzyıl. Nedeni bu dönemde var olan çocukların farklı özellikler taşıması. Anlaması, kavraması, dinlemesi, kabul etmesi bizler ve bizler öncesinden çok farklı. Bu sebeple eğitim öğretimdeki nitelik ve kalite bu farklılığı fark eden ve ihtiyaca uygun metot ve tekniklerle öğretim gerçekleştiren öğretmenlerin varlığı ile mümkün.
Sıklıkla duyuyoruz 21. yüzyıl becerileri kavramını. Peki bu becerileri ders içeriğine entegre edebiliyor muyuz? Örneğin düşünmeyi, sorgulamayı, tartışmayı ve yaratıcılığı harekete geçirebiliyor muyuz? Öğrencilerin bu becerileri kazanmasını sağlayacak bir yol gösterici olabiliyor muyuz? Bu sorunun yanıtının önemiyle birlikte, vereceğim örneğin bu konuda kendini geliştirmek isteyen meslektaşlarım için de kazanım olacağı kanaatindeyim.
Senaryo ve hikayeleştirmenin, hayal gücünü harekete geçirmenin veya yaşantı/deneyim sunmanın kalıcı öğrenmeye katkısı yadsınamaz. Özellikle, sınıf öğretmenleri ilkokul öğrencileri için hedeflenen kazanımların öğretiminde senaryoya dayalı ders anlatımı ile daha nitelikli bir ders deneyimi sunabilir. Başlayalım o halde!
Ders: Hayat Bilgisi
Konu: Sağlıklı Yaşam ve Temiz Çevre
Yukarıda yer alan başlık Hayat Bilgisi dersi kapsamında dört yıl boyunca bir klişe olarak anlatılıyor. Hatta çocukların 2 sınıftan sonra ezbere bildiği rutinler haline geliyor. Hal böyle olunca da ilgileri çekmek ve sözde değil özde tutum ve davranış kazandırma adına farklı arayışlar içine girilmesi gerektiğini düşündürüyor. Çocuklara kişisel bakım ve temizliklerine özen göstermeleri gerektiği, çevreyi temiz tutmaları gerektiği anlatılır. Bunlara dikkat edilmediğinde olası olumsuzluklardan bahsedilir. Peki bir çocuk, insanların sağlıklı yaşamaları için temiz olmaları gerektiğini idrak edebilirken çevreyi temiz tutması gerektiğini nasıl önemsemeli ve kavramalıdır? Çevreyi temiz tutma bir insani duyarlılıktır. Bu duyarlılığı hissettirme adına ne yapılmalıdır? Kamu spotları da dahil olmak üzere yıllardır bizden sonraki nesiller için daha temiz daha yaşanabilir bir dünya bırakmalı derken bu sloganın yüzde yüz işe yaradığını söylemek doğru olabilir mi? Yüzde yüz başarılı olamıyoruz o halde senaryoya dayalı anlatım ile sağlıklı yaşam ve temiz çevre temasını ele alarak ilkokul öğrencilerinin bakış açılarını değiştirmeyi ve duyarlılık kazanmalarına katkı sağlamayı deneyelim..
Öğretmen —Çocuklar kişisel bakım ve temizliğiniz sizin için önemli mi?
Öğrenci — Evet, öğretmenim.
Öğretmen — Neden?
Öğrenci — Çünkü kişisel bakım ve temizliğime dikkat etmezsem hastalanırım öğretmenim.
Öğretmen — Yani, canlıların sağlıklı yaşamaları için temiz olmaları mı gerekir demek istiyorsun?
Öğrenci — Evet öğretmenim.
Öğretmen — Peki o halde, ormanları hayal etmenizi istiyorum.
Öğrenciler hayal eder…
Öğretmen — Burada canlıların varlığından söz edebilir miyiz?
Öğrenci — Elbette, hayvanlar yaşıyor.
Öğretmen — Canlı olarak sadece hayvanlar mı var peki?
Öğrenci — Hmm, çiçekler, ağaçlar da var öğretmenim onlar da canlı.
Öğretmen — Peki biz insanlar bulunduğumuz ortamları temiz tutmamız gerektiğini biliyoruz, aksi takdirde o ortamlarda hastalanma riski ile karşı karşıya kalıyoruz öyle değil mi?
Öğrenci — Evet, öğretmenim.
Öğretmen —Peki, ağaçlar, çiçekler ve hayvanların yaşam alanlarını kirletirsek orda sağlıklı olarak yaşayabilirler mi?
Öğrenci — Hayır.
Öğretmen — Biz kirlendiğimizde veya bir yeri kirlettiğimizde temizlenme veya temizleme imkanımız varken, onlar insanların kirlettiği alanda yaşamak zorunda kalıyor, çünkü onların kendi ortamlarını temizleme şansı yok.
Öğrenci — Düşünür ve çıkarımda bulunur…
Bu anlatım ile aslında yaşadığımız dünyanın sadece bize ait olmadığını ve farklı canlıların da temiz ortamlarda yaşama hakkı olduğunu düşündürüyor. Böylelikle çevre konusunda duyarlı olma kazanımını ele alırken aynı zamanda sadece kendimizi düşünmememiz gerektiğini de vurgulamış oluyor.
Bu tip anlatımlar farklı konu ve örneklerle çoğaltılabileceği gibi ortaya koyduğu kazanımlarla ilgi ve merakı da canlı tutacaktır.