Kendini Gerçekleştiren Çocuk






Kendini Gerçekleştiren Çocuk



Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini temsil eden meşhur piramidi bilirsiniz. Bu piramitte bireyin kendini gerçekleştirme evresi hiyerarşik bir sıra doğrultusunda resmedilmiştir. Maslow bu piramidin tabanından zirvesine doğru ilerleyen bireylerin piramidin tepesinde kendini gerçekleştireceğini ifade eder. Bu teoriden ilham alan binlerce kişi ve kurum olabileceğini düşünüyor olabilirsiniz peki bu teoriden ilham alan bir ebeveyn düşünmüş müydünüz? Düşünenler ve düşünmeyenler için kendini gerçekleştiren çocuklar yetiştirme başlığına Maslow piramidinde göz atalım.

İlk olarak kendini gerçekleştiren çocuklar ifadesine kısa bir bilgiyi sığdıracak bir parantez açalım. Kendini gerçekleştiren çocuk demek özündeki bilgiyi keşfederek yeteneği ile birleştirmiş çocuk demektir. Çocukların kendini gerçekleştirmesi için ebeveynler tarafından uygun koşulların oluşturulması ve çocuklara rehberlik edilmesi oldukça önemlidir.

Peki çocuğun kendini gerçekleştirmesi için ebeveynin üzerine düşen görev ve sorumluluklar nelerdir? Sırasıyla bunlara göz atalım.

 

 

1) Fizyolojik İhtiyaçlar

Çocukların temel düzeyde ihtiyaçlarının (bakım, yeme, içme, giyinme, barınma vb.) karşılanması gerekir. Bu piramidin tabanına denk gelen ilk ihtiyaçtır. Dünya genelinde çocuk yoksulluğu düşünüldüğünde her çocuk ne yazık ki eşit koşullarda yetiştirilememektedir. 

2) Güvenlik İhtiyaçları

İkinci koşul çocukların kendini güvende hissetmesidir. Bu doğrultuda ebeveynler çocukların kendini güvende hissetmesinden sorumludur. Ancak burada önemli bir unsur vardır; çocukların kendini güvende hissetmesi adına tüm değişkenleri kontrol etmeyi denememelisiniz, aşırı kontrol çocuğun kendini güvende hissetmesini size bağlı kılar. Dolayısıyla doğru olan uygun koşulları sağlamanız ve aşırı kontrolden kaçınmanızdır.

3) Sevgi ve Aidiyet İhtiyacı

Çocukları sevdiğinizi hissettirmeniz ve bunu dile getirmeniz onların hoşuna gider. Ailenin bir üyesi olduğunu güçlü bir şekilde benimser. Ancak burada dikkat edilmesi gereken iki unsur bulunmaktadır. Birincisi, çocuklar bazı durumlarda koşullu sevildiğini düşünür; başarılı olursam sevilirim, başarısız olursam ailem beni sevmez. Çocuklara koşulsuz şartsız sevgi duyduğunuzu açıklamanız gerekebilir bu açıklamayı yaparken, akademik beklentilerinizi de göz ardı etmemeli dengeyi sağlamalısınız. Diğer husus sevginizi satın alımla ilişkilendirmek. Ne demektir bu örneğin seni çok sevdiğim için sana pahalı bir oyuncak aldım. Davranış yanlış olmasa da cümle yanlıştır. Çocuğun sevgi ve aidiyet ihtiyacı metadan bağımsız dile getirilmelidir. (Anne-baba şefkati)

4) Saygınlık İhtiyacı

Çocuklar başta akranları tarafından kabul edilmek isterler. Kimi çocuk yetenekli bir basketbol oyuncusudur kimisi ise tiyatroda yeteneklidir. Bu durumlar akranlar tarafından fark edilir ve benimsenir. Bazı çocuklar ise akademik başarılarıyla ön plana çıkararak arkadaşları, öğretmenleri ve ailesi tarafından takdir edilir. Burada önemli bir detay bulunmaktadır. Çocuğun bilgi beceri ve yetenekleri takdir edilmelidir ancak yapıcı eleştiriler sunma koşulu ile. Çocuğa vereceğiniz geri bildirim onun kendi gelişimini sürdürmesine imkan tanımıyorsa ve yapıcı eleştiri kısmı es geçiliyorsa (süpersin, harikasın, en iyisi sensin) bu durum çocuğun ilerleyen süreçte tadabileceği başarısızlık duygusu ile baş edememe riskini ortaya çıkarabilir ve çocuğu şımartabilir. Ayrıca çocuğun dayanıklılığını düşürerek mücadele etmesini engelleyebilir. Dolayısıyla çocuk tatmin edici başarılar elde ettiğinde çaba takdir edilmelidir. Bu durum yılgınlığı azaltır ve çocuğun mücadele etme arzusunu destekler.

5) Kendini Gerçekleştirme

Son basamak piramidin zirvesi kendini gerçekleştirme ihtiyacı. Eğer ilk dört başlık başarıyla tamamlandıysa çocuk son basamağa ulaşmış, artık özü ile yeteneğini harmanlama vakti gelmiştir. Bu noktada ebeveynlerin, çocuğun yatkın olduğu bilgi ve becerilerini keşfetmesi ve çocuğu bu doğrultuda desteklemesi gerekir. Öz’de tutku vardır ve tutku ile yapılan iş yetenek ile birleşirse kendini gerçekleştirme gerçekleştir. Çocuğunuzun öz’ünü keşfetmek adına adımlar atabilirsiniz ancak hoşlanmadıkları bir alanda ısrarcı olmamalısınız; çocukta hazzı ortaya çıkarmayan bir eylem çocuğun özü değil sizin arzu ettiğiniz öz olabilir. 

Bu başlıkların bir teorinin başlıkları olduğu unutulmamalıdır. Çocuk yetiştirme hususunda tek bir reçete yoktur her çocuk farklı ve özeldir, unutulmamalıdır.

 

Tolga

Yazıcı